Bir seçimi daha geride bıraktık.

Demek isterdim.

Maalesef henüz bitmemiş bir seçim sürecindeyiz.

Kasıtlı olduğu ayan beyan ortada olan yanlışlıklar nedeniyle partilerin itirazları seçim sürecinin biraz daha uzamasına neden olacak.

Eğer sonuç olarak seçmenin iradesi sandığa yansıyacaksa beklemeye değer.

Vatandaş dört ya da beş yılda bir yönetimde söz sahibi olabiliyor.

Bu da yok sayılırsa demokrasiye olan inancı kaybolur.

Özellikle İstanbul sonucu çok tartışılacak gibi görünüyor.

HDP’nin desteğiyle oy oranında büyük artış sağlayan CHP, vitrin olarak kullanabileceği bir duruşu olan Ekrem İmamoğlu sayesinde tarihinde görülmemiş bir oy oranına ulaştı.

Maalesef bu oranın sadece kullanılan tercihlerle ortaya çıkmadığı algısı seçime düşen en büyük gölge oldu.

İmamoğlu, “ben kazandım ama bunu açıklamıyorum” dedi ilk akşam.

Hadi bakalım ne demek istediğini anlayın!

Yetmedi Ankara’ya gitti.

Anıtkabir’e de gitti.

Miraç gecesi öncesi mezar ziyareti güzel hareket, amenna!

Ancak hangi sıfatla gitti, özel defteri hangi sıfatla imzaladı.

Bu ziyareti mazbata alındıktan sonra yapılması gerekmez mi?

Yoksa mazbatayı Anıtkabir’den mi alacak?

Ekrem İmamoğlu’nu ağzı açık izleyen dostlarımız bir şeyi unutuyor.

Sayın İmamoğlu CHP’nin bir parçasıdır ve kendisini bu toplumun kabullenemeyeceği davranışlara itecek yeterli dinamik -derin- CHP’de mevcuttur.

Bunun emareleri ilerleyen zamanlarda fazlaca ortaya çıkacaktır.

Eğer oylar adam gibi sayılıp sonuç istendiği, beklendiği, ısmarlandığı gibi olmazsa üslubu görün o zaman.

Dürüst bir siyasetçi oyların yeniden sayımına neden itiraz eder?

“Ben haram oyla kazanacaksam kaybedeyim daha iyi” diyebilmeli mi bir aday?

AKPARTİ kurmaylarının çarşaf çarşaf dolaştırdığı tutanaklar hakkında neden bir cümle kurmaz CHP yöneticileri?

İtiraz üzerine yeniden yapılan oy sayımı yasaya aykırı olarak nasıl, neden durdurulur?

Belki CHP’nin oyları artacak, İmamoğlu mazbatasını almaya daha moralli gidecek?

Neden korkuluyor?

Akla kurt düşüyor ya bir kere İstanbul seçimlerinde bu kadar şaibe varsa Ankara ve Antalya da kim bilir neler olmuştur, diyesi geliyor insanın.

Dikkat çeken bir konu daha var.

Önceki seçim dönemlerinde CHP’nin kaybetmesinde en çok kesilen elektrikler, trafoya giren kediler, yakılan, çalınan oylar etkili olurdu.

Bu seçimlerde nedense kediler çok uslandı.

Her zaman yapılan haberler, sahtecilik, hırsızlık iddiaları yok ortada.

Ucu ucuna kaybettikleri yerlerde bile hiç seslerini çıkarmıyor, itiraz etmiyorlar, ilginç!

Sezai Temelli’nin tehditvari konuşmasına ses çıkarmıyorlar.

Terör örgütünün taşeronu bir partinin desteğine ihtiyacımız yok demiyorlar mesela.

Nasıl oluyor anlamıyorum ama çok farklı bir süreç yaşadığımız kesin.

Bir haftaya hatta bir güne kaç tane skandal sığar diye merak etmiyor değilim.

Sonuç niyetine; tutanakların kontrol edilmesinden öte oylar yeniden sayılmalı.

Kurulacak yeni bir ekiple, ara vermeden, meclis TV kanalından canlı yayınlanmak koşuluyla.

Çıkan sonuca da saygı duyulmalı, kazanan tebrik edilmeli.