Türkiye’nin, üzerinde bulunduğu coğrafya gereği son derece kilit bir ülke olduğunu söylememe gerek var mı?
Dünyanın merkezinin Türkiye olduğunu yazmama gerek var mı?
İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun dediği gibi ‘Dünyanın en pahalı arsası’ üzerinde olduğumuzu hatırlatmama gerek var mı?
Son zamanlarda yaşadığımız baş döndürücü diplomasi trafiği bütün gözlerin bir daha ülkemizin üzerine çevrilmesini sağlamıştır.  Türkiye gibi binlerce yıllık devlet tecrübesi olan bir ülkenin karizmatik bir lider eşliğinde dünyayı nasıl yöneteceğine tanık oluyoruz. Dışardan, dört bir taraftan emperyalizmin kollarıyla boğazı sıkılmaya çalışılan Türkiye, içerideki hainlerle de uzun zaman uğraşmış ve hâlâ da uğraşmaktadır. 
Hal böyle olunca devrimci dostlarımızın; 
‘Hey devrimci hey devrimci 
Savaş vakti yaklaştı,
Al silahı koy beline
Emperyalizme karşı’ 
dizelerini bangır bangır seslendirerek Recep Tayyip Erdoğan’a ve emperyalizme karşı verdiği mücadeleye; dolasıyla Barış Pınarı Harekatına destek vermelerini beklerdik.
Öyle ya vaktiyle ‘go home’ dedikleri süper gücü hizaya getiren, kendi bağımsızlığı için kimseden icazet almak zorunda olmadığını dünyaya deklare eden bir lider var ortada.
Biz bize yeteriz ve kendi göbeğimizi kendimiz keseriz diyen bir Recep Tayyip Erdoğan var.
Dünyada, özellikle son zamanlarda emsali görülmemiş bir diplomatik zaferin mimarı var.
Bırakın destek olmayı bir duvarın dibine çekilip ağlayacak insanlar var Türkiye’de.
Kan akmasınmış…
Şehidimin kanı kan değil emi?
Ömer’in, Fethi’nin, Eren’in kanı kan değil.
Ferhat Gedik’in ABD’nin kiralık katilleri kadar değeri yok mu gözünüzde?
Efendim Türkiye yalnız kalmış, uluslararası camiadan destek gelmemiş.
Uluslararası camia dediğiniz ne, kim?
Güç karşısında susmuş dilsiz şeytanlar topluluğu.
Arap dünyası, İslam üzerine düşmüş kara bir leke. Belki halkları katmak, toptancılık yapmak doğru olmaz ama yöneticiler ve etraflarına toplanmış bir avuç yalaka vitrine çıkıyor maalesef.
Avrupa, bana dokunmayan yılan bin yaşasın derdinde.
En iyi terörist Avrupa’da eylem yapmayan teröristtir onlara göre.
Mazlum milletlerden sesini çıkaran olursa da başı dertten kurtulmuyor bir türlü.
Bütün bu ahval ve şeraitte dahi vazifesini yaparak kararlı bir tutumla Barış Pınarı harekâtını başlatan; dik duruşun, tavizsiz tutumun ve zaferi getiren umudun baş mimarı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve yakın çalışma ekibine teşekkür borçluyuz.
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyoruz. 
Bölgesel barışın ve istikrarın sağlanması, sınırlarımızın güvenliği ve mazlum milletlerin huzuru için çalışan herkesin her zaman yanındayız.
Bu vesile ile başta Barış Pınarı Harekâtında şehit olan askerlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. 
Biz, gencimizle yaşlımızla yediden yetmişe Mehmed’iz ve göreve hazırız. Devletimizin bekası söz konusu olduğunda duracağımız yer bellidir ve bu duruş değişmeyecektir.