Öğretmen performans değerlendirme taslağına dair tartışmalar yapılıyor uzun zamandır.

Ülke gündemini bu kadar meşgul eden bir konunun öğretmenleri yıpratmaması, toplumun öğretmene bakışıyla ilgili soru işaretleri oluşturmaması mümkün değil.

Öyle de oluyor zaten.

Herkesin aklı öğretmenin ek dersinde, maaşında.

Bunun nedeni tek başına maaş ya da ücret değil her ikisinde de var olan eksiklikler ve özellikle ek ders esaslarındaki adaletsizlikler.

Bakanlık kendi çalışanlarının sorunlarını çözmek yerine sorun üzerine sorun üretiyor, çözüm de taşrada çalışanlara, daha çok eğitim yöneticilerine kalıyor.

Öyle ki eğitim yöneticileri Bakanlığın ortaya çıkardığı sorunların çözümüne odaklanmaktan eğitim liderliği yapmaya fırsat bulamıyor.

Okullar arasındaki farklılık, öğrencilerin hazır bulunuşluğu, sosyoekonomik ve kültürel farklılıklar göz ardı edilerek yapılan değerlendirmeler hem eğitim çalışanlarını hem de veli ve öğrencileri huzursuz ediyor.

Aynı durum performans değerlendirmede de olacak çalışma barışı zedelenecek, öğretmenlerle Bakanlık karşı karşıya gelecek, tamiri imkânsız örselenmeler ortaya çıkacaktır.

Sorunlar içeren teftiş sistemi 2011 yılında kaldırılmış ve yerine henüz başka bir sistem ikame edilememiştir.

Bu aralar düşünülen sisteme karşı eğitim sendikaları farklı yöntemlerle duruşlarını göstermiş, itirazlarını dile getirmişleridir.

Sendikaları birbirinden farklı kılan, olaylar karşısında gösterdikleri tavır ve sergiledikleri duruştur.

Bir sendika diğerine nasıl eylem yapacağını, nasıl bir duruş göstereceğini sormaz.

Yine bir sendika başka bir sendikaya nasıl bir eylem koyacağına dair telkin ve tavsiyede bulunamaz.

Hal böyleyken kendi eylemliliği üzerinden hareket etmesi gereken bazı sendika görünümlü oluşumlar başka sendikaların eylemlerini eleştirerek ya da değersizleştirme yoluna giderek iş gördüklerini, algı yönettiklerini düşünüyorlar, öğretmen odalarında, sokakta, çarşı pazarda propaganda yapıyorlar.

Yani iyi sendikacılık yaptıklarını iddia ederken işi iyi’ce ayağa düşürüyorlar.

Efendim Eğitim-Bir-Sen performans değerlendirme taslağına karşı değilmiş de o yüzden bütün öğretmenlere yüz puan vermiş de daha neler.

Bütün öğretmenler kadar yüz tane taş düşsün kafanıza.

Okuduğunu anlamayan adamlarla nereye kadar sendikacılık yapacaksınız?

Eğitim-Bir-Sen’in kararının girişinde yüz puanın neden verildiği açıkça ifade edilmesine rağmen cümlenin bir bölümünün altını çizerek algı oluşturmaya çalışmak kime ne kazandıracak?

Hepsi Melih Gökçek yüzünden oldu.

Ankara’nın doğusuna, batısına, kuzeyine, güneyine giriş kapıları yaptı.

Giriş kapısına kadar gidip geri dönmek zorunda kalmak zor oluyor Melih abi!

Sendikasından istifa ettiğine dair imza kurumadan bir siyasi partiye üye olmak ayıp oluyor abi!

Ahlakın tanımını istediğiniz gibi değiştirdiğinizde her şey ahlaki olur.