Sorunlarla Başlarken
Yeni bir öğrenim yılına daha başlıyoruz.
Ülkemize, milletimize, devletimize, öğretmenlerimize, öğrencilerimize, velilerimize hayırlı olsun.
Sorunlarla başlıyoruz, sorunlarla devam edip sorunlarla bitiriyoruz.
Ve yıllardır bunu aynı şekilde tekrar ediyoruz.
Eğitim sistemi içerisinde tartışılması hatta tartışmadan ziyade çözüme kavuşturulması gereken o kadar çok problem var ki saymakla bitmez ama yine de birkaç tanesini sayalım.
Sayın Cumhurbaşkanımızın haklı olarak kalkmasını istediği TEOG sorunlardan sadece bir tanesi.
Cumhurbaşkanı, bu kadar ayrıntıyla ilgilenecekse Milli Eğitim Bakanlığının bu alanda çalışması gereken görevlileri ne iş yapacak?
TEOG kalkar da yerine daha adil, daha sağlıklı daha uygulanabilir ve sürdürülebilir bir sistem getirilmezse yine kaybedenler bizim neslimiz, bizim çocuklarımız olacak, korkuyorum.
Üst okullara geçişte okul notlarını esas almak çözüm olabilir mi? Bölgesel farklar notlara etki eder mi? Özel okul devlet okulu farkı notlara ne kadar yansır?
Okumayı söktükten sonra okulun sunucusu olup mezun olana kadar devam eden öğrenciler var. Sosyal etkinlik ve projeye göre nasıl değerlendirme yapacağız?
Yıllardır kangren haline gelen öğretmenlik kariyer basamakları sistemi, mahkeme süreçleri bahane edilerek çözüm bekleyen ama çözülemeyen bir sorun olmaya devam ediyor.
Öyle ki 2005 ve 2006 yıllarında yapılan sınavların sonucuna göre bazı bordrolarda yaşanan değişimin günümüze yansıması eğitim çalışanları arasında huzursuzluğa neden olacak boyutlarda.
Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödenekleri okulların mutemetleri tarafından hazırlanmak üzere. Yakında ödemeler yapılır, bazı yerlerde yapıldı bile. Bu ödeneğin eğitim çalışanı olan mutemetleri ve diğer bütün eğitim çalışanlarını hatta veli olan herkesi kapsamıyor olması da bir eksiklik değil midir?
Vaktiyle sadece öğretmenler için ortaya çıkan bu uygulamanın zaman içinde bütün eğitim çalışanlarını kapsaması kaçınılmaz hale gelmiştir.
Vergi dilimi uygulaması ve daha yüksek vergi dilimine girmek için öngörülen miktarın çok düşük olması maaşların yılın ilk aylarında erimesine neden oluyor. Hükümetin ekonomi kanadı da bu sorunun çözümünde oldukça isteksiz.
Farklı branş ve uygulamalara göre ek derslerde ortaya çıkan adaletsizlik çalışma barışına sekte vuruyor.
Yönetici atamada yaşanan yazboz ve kararsızlık devam ediyor,
Öğretmen adaylarının seçimi, yetiştirilmesi, mülakatla atanma ve atanamama, adaylık sürecinde yaşanan sorunlar devam ediyor,
Sözleşmeli öğretmen atama, ücretli öğretmen görevlendirme, taşımalı eğitimle hem trafik hem de mahallelerdeki demografik yapıyı altüst etme,
Aynı daireye aynı anda birkaç ailenin taşınması hatta bodrum katlara bile daire statüsü verilmesi,
Taşımalı sistemin kendi içinde servis mafyasını ortaya çıkararak patlamayı bekleyen bir bomba gibi elde durması…
Yukarıda eğitimle ilgili olan herkesin ilk olarak aklına gelecek birkaç soruna değindik. Şüphesiz ayrıntıya inildikçe daha fazlası da sayılabilir.
Sorunların üst üste birikmeden çözüldüğü bir yıl olması dileğiyle…