Yılın ikinci yarısında konut satışlarında başlayan canlanmanın yıl sonuna kadar devam etmesi bekleniyor. 2025 yılında ise sektörü çok daha iyi bir yıl bekliyor.
Bu yıla dönersek; ocak-ekim döneminde toplam konut satışı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,9 artarak 1 milyon 112 bin seviyesine ulaştı. Satışların artmaya başladığı temmuz ayından bu yana bile 567 bin adet konut satıldı. Satılan konut profiline bakıldığında daha çok yatırım için alınanlardan oluştuğu görülüyor. Bu da yatırımcının alım sonrası konutunu kiraya vermesi anlamına geliyor. Bu sebeple kiralık konut piyasasında son beş aydır bir arz artışı yaşanıyor. Bunu ilanlardan da görmek mümkün. Bu yılın başında kiralık konut ilan sayısı ile temmuz ayından sonraki dönemde kiralık konut sayısı artışında gözle görülür bir fark var. Yatırım için alınan konutlar kiralığa dönmüş durumda.
Bu durum kira fiyatlarındaki artış hızını da frenliyor. Bir dönem enflasyonun da etkisiyle yüze 200'leri bulan kira artış oranları, bugünlerde yıllık ortalama yüzde 60 seviyesi kadar geriledi. Yeni kiralık konut arzlarının artması ile piyasanın dengeye oturacağı da tahmin ediliyor.
EV SAHİBİ VE KİRACI DAVALARI AZALDI
Sektörden alınan bilgiye göre ev sahibi ve kiracılar arasındaki anlaşmazlık davalarında da azalma var. Özellikle yüzde 25 kira zam sınırının kaldırılması ile piyasada bir kaos beklentisi vardı. Ekonomik verilerde yaşanan düzelme, ara bulucuların etkisi ve haber konumuz olan kiralık konut sayısındaki olan artış, yüksek zamların önüne geçti.
KİRA KONTRAT YAPIMINA EMLAKÇI DAHİL OLUYOR
Kira sözleşmelerinin e-Devlet Kapısı üzerinden hazırlanmasına ilişkin hizmet, kasım ayı başında vatandaşların kullanımına açılmıştı. Hizmetin ilk kısmında, taşınmaz sahibi gerçek kişiler tarafından e-Devlet Kapısı Kira Sözleşmesi İşlemleri üzerinden hazırlanan sözleşme, kiracı tarafından yine e-Devlet Kapısı üzerinden onaylanması şeklinde ilerleniyor. Hizmetin ikinci aşaması ise yıl sonunda kullanıma sunulacak. Düzenlemenin devamında, emlak danışmanları ve yetki verilen kişiler, sözleşme hazırlama ve tarafların onayına sunma rolü ile sürece dahil olacak.
KİRA GETİRİSİ İLE KREDİ ÖDENİYOR
Sektör temsilcileri hem satılık hem de kiralık konut piyasasının 2025 yılında çok daha dengeli olacağı görüşünde. Aldığımız bilgiler ve açıklamalar şu yönde: Konut satışlarında yaşanan artış kiralık piyasasına olumlu etki yapıyor. Çünkü yatırım için alınan konut hemen kiraya veriliyor. Birikimi olan ve kredi kampanyaları ya da müteahhitlerin fırsatlarından yararlananlar birikimlerini konuta çevirdi. Geri ödemelerini de kira getirisi ile sağlıyor. Bu da kiralık konut sayısında artışa sebep oldu. Bir dönem kiralık konut bulunamazken bugünlerde alternatifler çoğalıyor. Bu da fiyat artış hızını frenliyor.
"DAİRELERİMİZ KÜÇÜLÜYOR"
Son yıllarda üretilen konutların metrekarelerindeki değişimler dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalara göre 2000'li yılların başında 136 metrekareye çıkan, 2010-2020 yıllarında 115-120 metrekare bandında olan yapı ruhsatına göre ortalama konut büyüklüğü, bu yılın ilk dokuz ayındaki verilerinde 104 metrekareye kadar düştü. Yapılan araştırmaya göre; ülke genelinde ortalama konut büyüklüğü 71 ile 171 metrekare arasında değişiyor.
EN BÜYÜK EVLER G.ANTEP'TE
Üç büyük ile bakıldığında Ankara ortalama 130 metrekare ile açık ara önde. İstanbul'da ortalama büyüklük 98, İzmir'de 84 olarak belirlendi. Ülke genelinde en geniş evler 171 metrekare ile Gaziantep'te. Onu 139 metrekare ile Kayseri ve 130 metrekare ile Ankara, Malatya ve Trabzon; 127 metrekare ile Şırnak, 126 metrekare ile de Adıyaman ve Van izliyor.
GAYRİMENKUL ARA BULUCULUĞU NE İŞE YARAR?
Gayrimenkul ara buluculuğu, kiracı ve ev sahibi arasındaki kira anlaşmazlıklarından, inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara kadar geniş bir yelpazede görev alır. Örnek olarak, kiracıların kira bedeli veya depozito iadesi konularında anlaşmazlıkları, mülk sahiplerinin inşaat şirketleriyle yaşadığı problemler veya komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan çekişmeler gayrimenkul ara buluculuğuna örnek verilebilir.
Ve bu yöntem, mahkeme sürecinden daha hızlı, daha ekonomik ve daha esnek bir çözüm sunabilir. Taraflar, ara buluculuk sürecinde uzlaşmaya varırlarsa, yazılı bir anlaşma imzalayarak çözümü belgeleyebilirler. Ancak, ara buluculuk süreci mecburi değildir ve taraflar mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
Eğer ara bulucu sorunu çözemezse, taraflar diğer yasal seçeneklere başvurabilir. Bunlar arasında mahkemeye gitmek veya tahkim gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini kullanmak yer alabilir. Taraflar, ara buluculuk süreci başarısız olduğunda, kendi hukuki haklarını aramak için bu yolları kullanabilirler.
Mahkeme süreci genellikle daha uzun sürebilir ve daha maliyetli olabilir. Mahkeme kararı ile tarafların haklarının belirlenmesi ve uyuşmazlığın çözülmesi hedeflenir. Tahkim ise tarafların anlaşarak belirlediği bağımsız bir üçüncü tarafın kararına başvurmayı içeren bir yöntemdir.
Taraflar, ara buluculuk sürecinde elde edemedikleri bir çözüm için mahkeme veya tahkim yolunu tercih edebilirler. Sonuç olarak, ara buluculuk süreci başarısız olsa bile, tarafların hukuki hakları ve çözüm arayışları için diğer yasal seçenekler mevcuttur.
NECMİ ÇİÇEKÇİ