Yeni Şafak Yazarı Ahmet ÜNLÜ yazdı...
Bu köşeyi takip edenler kamu kurumlarına sözlü sınavla ve sözlü sınav olmaksızın personel alınmasına ve sınavsız atamalara nasıl yaklaştığımızı bilirler. Bu yazımızda konuyu detaylarıyla açıklamaya çalışacağız.
Kamu görevlerine girişte istisnalar dışında mülakat uygulaması kaldırılmalıdır
AK Parti’nin Seçim Beyannamesi’nde; “Kamu görevine ilk defa yapılacak atamalarda, görevin niteliğinin gerektirdiği haller dışında mülakat usulünü kaldıracak, atamaları yazılı sınav sonuçlarına göre yapacağız.” ifadesine yer verilmişti.
Cumhurbaşkanının seçimlerde verdiği her sözü yerine getirdiği konusunda seven sevmeyen her kesimin ittifakı olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim 3600 ek gösterge ve EYT konusunda verilen sözün yerine getirilmesi en somutlarından birisidir. Bu düzenlemelerin hazineye getirdiği yük ortadadır.
Dolayısıyla gençlerin bu konuda endişe etmelerine gerek olmadığını düşünüyoruz. Şimdiden istisnalar dışında mülakat usulünün kaldırılacağı sözünün de ete kemiğe büründürülmeye başladığını ve çalışmaların devam ettiğini ifade edebiliriz.
Daha önceki yazılarımızda sıklıkla ifade ettiğimiz üzere kamuya girişlerdeki mülakat uygulaması oldukça genişletilmiştir. Bu durum ise uygulamada ister istemez ciddi rahatsızlıklara ve mağduriyet algısına yol açmıştır. Özellikle sınavların kayıt altına alınmaması ve şeffaf yapılmaması adayları rahatsız etmektedir. Ak Partinin Seçim Beyannamesinde bu sorun görülerek gerekli düzenlemelerin yapılacağı sözü verilmişti.
İl özel idareleri ve belediyelerin ısrarları sonucunda KPSS B grubu kadrolara memur alımına sözlü sınav getirilmiştir. Maalesef, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri ve döner sermayeli kuruluşlara ilk defa memur olarak atanacaklara ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmeliğin bu haliyle ne sistem kurulabilir, ne siyasi atamalar önlenebilir, ne de liyakat merkeze oturtulabilir. Yani yönetmelik bu haliyle sadece sinek üretir ve bataklık baki kalır. Böyle olunca da her belediye başkanlığı seçiminde birçok personel diken üstünde ecelini beklemek zorunda kalmaktadır
Bu nedenle objektif olarak mahalli idarelerdeki memur alımında uygulanan sözlü uygulaması mutlaka masaya yatırılmalıdır. KPSS sonrasında yapılan sözlü uygulaması ister istemez alınan personeli siyasileştirmektedir. Daha önce merkezi yerleştirme ile mahalli idarelere memur alımı yapılırken yönetmelik değişikliği ile KPSS sonrasında ayrıca sözlü sınav getirilmiş ve alınan memurlar işe girdikleri dönemin siyasi kimliğiyle anılır olmaya başlamıştır.
Mevcutta birçok kamu kurumu, memur alımında “Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik” kapsamı dışına çıkmıştır. Bu nedenle KPSS B grubu kadrolara personel alımında sözlü alım yöntemi getirilmiş ve işin adeta suyu çıkarılmıştır. Sözlü sınav yöntemi ile nitelikli personel seçimi yapılacağı gibi bir savunmanın ne kadar bayatladığı yaşanan süreçte görülmüştür.
Yine sözleşmeli personel alımında sözlü sınav çok yaygınlaştırılmıştır. Sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin usul ve esaslara bakıldığında KPSS sonrasında sözlü sınavla personel alımının sürekli olarak arttığı görülmektedir.
Bu nedenle mahalli idareler başta olmak üzere memur, sözleşmeli personel ve işçi alımında KPSS dışında başka bir sınav yapılmamalı ve adaylar için kabusa dönüşen mülakat uygulamasına hızlı bir şekilde çeki düzen verilmesi yerinde olacaktır.
Sınavsız atamalar da masaya yatırılmalıdır
Özellikle KPSS dikkate alınmadan ya da ilan yapılmadan kamuya personel alınması gençler üzerinde ümitsizlik algısı oluşturmaktadır. Sosyal medyanın yaygın kullanımı da dikkate alındığında oluşan olumsuz havanın giderilmesi için sınavsız alımlara neşter vurulması gerekmektedir. Yine işçi alımında yaşanan sorunlar ile belediyelere alınan sınavsız sözleşmeli personel de rahatsızlık oluşturmaktadır.
Sınavsız alım denilince hemen akla istisnai memuriyetler gelmiş olsa da sınavsız alımların en yaygın olduğu yerler belediye iştirakleridir. Daha önce bu köşede yazdığım üzere Miss Turkey Güzellik Yarışması’na katılan 24 yaşındaki CHP Büyükçekmece Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki İstanbul Personel Yönetim A.Ş.’de ilansız ve sınavsız kariyer danışmanı olarak göreve başlatılması ibretlik bir olaydı. Moda ve Tekstil Bölümü mezunu bir hanımın sınavsız kariyer danışmanı olarak atanmasını normal görenlere elbette diyecek bir şeyimiz olamaz. Sınavsız personel alım merkezlerine dönüşen belediye iştiraklerinin personel alımları acilen masaya yatırılmalıdır.
Etik Kurul da sözlü sınavın sınırlandırılmasını istiyor
Kamu Görevlileri Etik Kurulu kamu kurumlarının işe alımlarda tarafsızlık, ayrımcılık ve kayırmacılığa yol açan müdahaleleri önleyecek düzenlemelerin yapılması amacıyla mümkünse merkezi sınavlarla işe alım ve atamaların yapılmasına özen göstermelerini ilke haline getirilmesini öneriyor.
Ayrıca, KPSS sonrası yapılan sözlü sınavların mümkün olduğu kadar sınırlandırılması ile sınavlarda da şeffaflığın merkeze alınmasını da istiyor.
Bu nedenle kariyer meslekler dışında (kaymakamlık, uzmanlık ve müfettişlikler vb.) sözlü sınav uygulamasının sonlandırılması ve sadece KPSS’nin esas alınması önemli bir adım olacaktır.
Milletvekili danışmanlıklarına da KPSS şartı getirilmelidir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu’nun 30 uncu maddesi gereğince istihdam edilen milletvekili danışmanlarının da KPSS’den belirli bir puan alan adaylar arasında alınması şartı getirilmelidir. Bunlara sınav şartı getirilmese de en azından KPSS’den asgari bir puan alma şartı getirilmesi yerinde bir uygulama olacaktır ve belirli bir standart oluşturacaktır.
Sözlü sınav tamamen kaldırılabilir mi ya da kaldırılmalı mıdır?
Kamu görevlerine girişlerde mülakatın tamamen kaldırılmasının mümkün değildir. Ancak mülakatın istisna olması gerektiğini düşünüyoruz. Bazı görevler vardır ki bu görevlere girişte mülakat sisteminin kaldırılması çok büyük sorunlar oluşturabilir. Meslek memurluğu, hakim ve savcılıklar, kaymakamlık, müfettişlik ve uzmanlıklar ile emniyet personeli ve öğretmenler bunlar arasındadır. Ancak bunlar için mülakat daha şeffaf ve objektif bir hale getirilebilir.
Yine öğretmen alımında mülakat uygulamasından ziyade 3 kat öğretmen adayının mülakata çağrılması uygulamasından acilen vazgeçilmesi gerekmektedir. Yine öğretmen alımında öğretmen olacaklardan ziyade öğretmen olmaması gerekenlerin tespitinin yapılması gerektiği üzerinde durulmalı ve bunların öğretmen olmalarının önüne geçilmelidir.
Ayrıca, öğretmenler için sözlü sınav olması konusunda muhalefet partileri de itiraz etmemektedir. Geleceğimizi emanet edeceğimiz nesillerin yetişmesi için en iyi öğretmen seçim yönteminin bulunması kaçınılmaz olup mülakatta buna katkı sağlayacaktır. Önemli olan, en iyi öğretmen alım yöntemi ile objektif kıstasların nasıl oluşturulması gerektiği konusunda sözü olanların rahatça bunu açıklamasıdır.